YEREL seçimler yaklaştıkça adaylar hakkındaki iddialar ve suçlamalar da giderek artıyor. Hatta son iki haftada iki aday hakkında belgelerin, fotoğrafların ve videoların sosyal medyada kullanılacağı iddiaları var. Umarım bunlar mesnetli iddialar ve belgelerdir. Umarım belden aşağı inilmez.
Bir şehri yöneten ve yönetmeye talip kişilerle ilgili sağlıklı belge ve bilgilerin kamuoyuyla paylaşılmasına karşı değilim. Varsa bir kusur, kamuoyu bunu bilme hakkına sahiptir. Ama dediğim gibi, bu belgeler gerçekçi ve somut olmalı. Aksi taktirde yapılan şey karalama politikasından öte gitmez.
Şahsen ben bu memleketi yönetmiş ve yönetmeye talip kişilerin mesnetsiz iddialarla karalanmasından yana değilim. Çeteci, rantiyeci, rüşvetçi gibi iddiaların belgesiz konuşulmasına karşıyım. Varsa belgeniz, koyun ortaya. Savcıya gidin, basına gidin. Kişileri seversin sevmezsin ama sadece konuşarak kimseyi karalayamazsın.
Alanya için en doğrusu adayların yaptıklarını ve yapacaklarını, yani artık projelerini konuşmaktır.
Adaylığını, alışılmışın dışında bir yöntem ve zamanlamayla açıklayan Mehmet Şahin, iki yıldır en çok konuşulan isim oldu. Kurduğu çözüm ofisi ve ‘Başın düşerse dara Mehmet Şahin'i ara’ sloganıyla çözüm üreten aday olarak hafızalara kazındı. Çözüm ofisi de iki yıl boyunca çözüm arayanlarla doldu taştı. Partisiz olarak iki seneye yakın siyaset yapan Şahin, "Hangi partiden olsa fark etmez" dese de, İyi Parti'den aday olabilmek için her yolu denedi ve bazı engellemelere rağmen bunu başardı, İyi Parti'nin adayı olmayı başardı. Diğer aday adayı Abdullah Sönmez'in taraftarları büyük bir hayal kırıklığı yaşasa da siyasette bunlar her zaman olagelmiştir.
Adaylık sürecinde aynı sıkıntıları Adem Murat Yücel de yaşadı. Hem parti içinden hem de ittifakın diğer kanadı Ak Parti'den önemli bir kesim, Yücel'in önünü kesmek için büyük çaba harcadı. Cumhur İttifakı ruhuna uygun davranmadığı iddiasıyla istenmeyen adam ilan edilen Yücel, yoğun çabalardan sonra aday olmayı başardı ve yine kendi adaylığını engellemeye çalışanlarla birlikte sahaya indi. Şimdi iki taraf da "Liderimizin emrindeyiz. Birlik beraberlik içinde seçimi kazanacağız" diyerek çatlağı tamir etmeye çalışıyor. Sandıkta tam bir birlik olur mu, göreceğiz. Bana göre fire çok olacak.
Alanya, Şahin ve Yücel'in adaylığını konuşurken, CHP, adayını sessiz sedasız kamuoyuna sundu. Her ne kadar partili olsa da, sandık başlarında görev yapsa da siyaset arenasında hiç görülmeyen ve tanınmayan iş insanı Osman Özçelik'in adaylığı konuşulmaya başlandı. Özçelik, siyaset sazının dürüstlük perdesine basarak yarışa başladı. İlk açıklamasında da "Rant siyasetini bitireceğiz. Rant siyaseti yapmayacağız ve yaptırmayacağız" diyerek siyaset sazının bir üst perdesine çıktı. Özçelik'in, ilk demecinde verdiği rant mesajı kamuoyunda ilgi çekti. Dürüstlük perdesinin yanı sıra enstrümanın karizma teline de basan Özçelik önce partililerinden, sonra da Alanya halkından kabul gördü. Özçelik’le ilgili eleştiriler şimdilik, düşük perdeden geliyor. Siyasetin dışından gelmesi, halkın içinde olmaması gibi eleştiriler gelse de halkın içine girdikçe bu handikabı azalttığını söyleyebilirim. Ancak, zaman ilerledikçe ve kazanma şansı yükseldikçe eleştirilerin dozunun artacağı kesin. Yaptığı işten, hastanesine kadar bir sürü şey eleştirilip siyasi malzeme olarak kullanılabilecektir. Siyaset hala dünyanın her yerinde böyle yapılmaktadır çünkü.
Ama artık kamuoyu gerçekten adayların projelerini görmek istiyor. Bu kesin. Şu ana kadar tüm adaylar yuvarlak laflarla yapmak istediklerini anlattılar. Ulaşım, otopark sorunlarının çözümü ve turizmi geliştirmek gibi sözler verilse de halk somut projeler duymak istiyor. Alanya halkı artık şehrinde gerçekten mega projeler görmek istiyor. Ayağı yere basan, yapılabilir, kaynağı izah edilebilir mega projeler görmek istiyor. Şahsen ben de istiyorum. Projelerin ortaya çıkmasıyla siyasete halkın ilgisi daha da artacak ve dedikodu siyaseti yerini daha sorumlu bir siyasete bırakacaktır. Bence bu seçimin sonucu açısından projeler çok belirleyici olacaktır.