Aileden CHP'li olmasına rağmen aktif siyasetin dışından biri olarak kabul edilen ve aday olana kadar adı sanı bilinmeyen Osman Tarık Özçelik, seçimi ezici bir üstünlükle kazanarak Alanya Belediye Başkanı oldu.

Seçim kampanyasını dürüstlük ve adalet vurgusu üzerinden yürüten Özçelik, seçimi kazandıktan sonra da aynı temayı işlemeye devam etti. 

Kısa sürede çalışma ekibini kurarak yola koyulan Özçelik,  kaçak yapı ve işyerlerinin üzerine hızlı bir şekilde gitti. Sahilde, Dim çayında hazine arazileri üzerine kurulan bazı  yapıları yıktı. Ruhsatsız büfe ve iş yerlerini kaldırmaya başladı. Belediyenin hesaplarını ve araçlarını da kontrol altına alan Özçelik, israf ve gösterişten uzak bir anlayış benimsedi ve bu anlayışı çevresine de kısa sürede yerleştirdi. 

Harç, işgaliye ve ruhsat bedellerini iki katına çıkaran Özçelik, bazı çevreler tarafından yoğun bir şekilde eleştirilmeye başlandı. "Adem başkan küçük esnafı ezmiyordu. Bazı usulsüzlükleri idare ediyordu.  Eğer adalet uygulanacaksa Alanya'da hiç bir şey kalmaz, bunlar yıkım ekibi çıktı. Bunlar hiç bir icraat yapamaz ancak yıkar" gibi sert eleştirilere maruz kaldı. 

Eskiden beri devam eden ancak artık yapılmaz veya yapılamaz denilen etkinlikler, "Turizm Festivali, Gökbel Güreşleri gibi etkinlikler başarıyla yapıldı. Yani önceki dönemin başlattığı her türlü faaliyete devam edildi, ancak disiplin konusunda önceki dönemin politikaları izlenmedi. 

Eğer bu şehirde faaliyet gösteren esnafın çoğu ruhsat alıyorsa almayanlar da ya ruhsat almalı ya da kapatılmali. Ruhsat alanlar enayi değil herhalde. Adem bizi idare ediyordu diyen ruhsatsız ve kuralsız esnaf şimdi kara kara düşünüyor. Aslında onlara asıl kötülüğü ruhsata bağlayarak esnafı rahatlatmak yerine, idare ederek ve kendine bağlayarak en büyük kötülüğü önceki yönetimin yaptığını şimdi onlar da anlıyor.

Benim de eleştirilerim var ve olacak da. Kimse kusursuz degildir. Eleştirimiz olduğunda ve yeri geldiğinde hepsini yazacagiz tabi ki. Mesela zabıtanın esnafa karşı sert ve cezaci tutumunu ben de beğenmiyorum. Eğer amaç üzüm yemekse zabıta esnafa karşı daha yapıcı, uyarıcı ve eğitici olmalıdır. 

Esnafla tartışmak yerine istişare etmelidir ve cezayı en son çare olarak görmelidir. Devletin bazı kurumlarında olduğu gibi, cezalari bütçenin önemli kalemlerinden biri olarak görürlerse bu gerçekten şık olmaz. 

Yapılan yıkımlara gelince, hepsini doğru buluyorum ama eksikler var ve onları da buradan yazmaktan cekinmeyecegim. "Babamın oğlu olsa kaçağı yıkarım" sözü ağzından çıkmıştır sayın başkanın. Bunun takipçisiyim. 
Köylerdeki yapılaşma konusundaki katı tutum, da çokça eleştiriliyor. Bunu da ayrıca yazarak dile getireceğim bir kaç gün içinde.
"Hani ne yatırım yaptı" gibi eleştiriler bence en acımasız olanı. Daha 4 ay oldu ve mali disiplin yeni yeni sağlanıyor belediyede. Zaten borç girtlakta. Bir de SGK hacizlerini buna eklersek tüm belediyelerin işi cok zor. Bu şartlarda yatırım yapmak neredeyse imkansız. 

Tüm zor sartlara rağmen belediyenin çarkı dönüyor. Yol, asfalt ve şantiye çalışmaları artarak devam ediyor. Ancak şartlar ne olursa olsun Alanya'nın ihtiyacı olan hizmetler ve yatırımlar da en kısa zamanda başlamalı. En önemli ve acili de arıtma . 

Arıtma Büyükşehirin konusu olmakla birlikte deniz bizim ve onun kirlenmesine daha fazla izin veremeyiz. Bir kaç gün içinde Alanya'nın 10 yıldır ihmal edilen ve önemsenmeyen arıtma sorununun geldiği boyutu ayrıca kaleme alacağım. (Birileri Alanya'ya zarar verdiğim gerekçesiyle hain ilan etmeye kalksa da)
Belediye başkanları ve yöneticileri her şeyi mükemmel yapsa bile eleştirilebilir ve elestirilmelidir de ama 4 aylık bir yönetimi linç kampanyalarıyla infaz etmeye çalışmak insafsizlik olur. 

Hele de bunu yapanlar son 10  yıldır Alanya'yı yöneten ve bu yönetimde payı olanlar olursa daha da üzücü olur. Bu linç kampanyası çerçevesinde "Şimdiden başkanlıktan bıkmış. Bir daha aday olmayacakmış, Zaten yaşı da ilerlemiş" gibi yayılan dedikodular, eleştiri sınırlarının ötesindedir bence.

Peki bu kadar kısa sürede bu kadar eleştiri neden yapılıyor sizce? Eski başkan ve ekibi tarafından piyasaya pompalanan ve bazı çevrelerde de büyük kabul gören bir iddia var. Alanya bir yıl içinde il olacak ve yeniden seçim yapılacak. Yani bir anlamda seçim kampanyası başlamış gibi bir çalışma yapılıyor gizliden gizliye. 

Görüştüğüm bazı hukukçular ve bürokratlar "Alanya il olsa bile seçim olmaz ve mevcut başkan devam eder. Alanya ancak büyükşehir olursa seçim yenilenir ki bu ekonomik koşullarda hükümet böyle bir riski bence almaz" görüşünü benimsiyorlar. 

Her ne kadar eski başkan Yücel, ilk seçimde halkın tekrar kendisini göreve getireceğini alttan alttan Alanya kamuoyuna pompalasa da bence bunun hiç bir geçerliliği yok. 
Bence herkes Alanya için yeni bir seçime değil, iş birliği ve hizmete odaklanmalıdır.