Bugün 13 Ocak Dünya Türkçülüğün son büyük lideri KKTC ilk cumhurbaşkanı sayın Rauf Denktaş beyin, uçmağa varışının yıl dönümü. Rahmet ve minnetle anıyorum. Yolun yolumuz hedefleriniz idealimiz diyorum.

Rahmetli Rauf beyi son ziyaretimizde bir anımızı aktarmak istiyorum;  Cumhurbaşkanlığı görevinin bitmesine üç ay gibi bir süre kalmıştı, randevu alıp ziyarete gittim. Bizim onun ülke geleceği için bundan sonraki süreçte ne yapılması gerektiği konusunda öngörüsüne ve düşüncelerine ihtiyacımız vardı. KKTC’nin durumu Türkiye’nin istikbali ve aydınlık bir geleceği için ne yapmamız gerektiğini ve kendisinin nasıl bir yarın yaşayacağını sual edip kendimizi o yolda nasıl bir mücadele içinde olmamızı anlamaya çalışacağız. 

Uzun sohbet sonrası Türkiye siyasetinde bulunanları anlattı. O günkü parti ve yönetimi hakkında düşüncelerini anlattı. Kaygılarımız bin kat daha arttı ve bugün geldiğimiz noktayı o gün söyledi. ''Peki efendim ne yapacağız bizim kale bildiğimiz her yer işgal altında ise sizde bu süreçte cumhurbaşkanlığından ayrılıyorsunuz'' dedim.

Bizi çok kaygılı görmüş olmalı ki gür ve yüksek bir ses tonuyla. ‘’Bak evlat biz buraya sonsuz cumhurbaşkanı olmak için mücadele etmedik biz gideceğiz biri buraya oturacak o yanlış yapar milletine ihanet ederse millet onu oradan indirecek ümitsiz olmayacağız bu Türkiye için de böyle biz bu vatanı inlerde teşkilatlanarak karanlıklardan binlerce şehit vererek aydınlığa çıkarıp bir vatan haline getirdik gerekirse burada da Türkiye’de de tekrar inenlerimize girer yeniden mücadelemize başlar iç ve dış hainleri yeniden alt ederiz. Biz mücadelemizi son nefesimize kadar sürdüreceğiz. Bizde ümitsizliğe kapılmayın mücadeleye devam edin’’ dedi. 

O gün rahmetli Rauf beyin söyledikleri, KKTC için de Türkiye için de gerçekleşti. O hakka yürüdü biz mücadele etmeye çalıştık ama geldiğimiz noktada biz bir başarı sağlayamadık dağıldık yalnız kaldık birlikte olduğumuzu zannettiklerimiz tarafından ihanete uğradık. Kimi makama satıldı kimi üç kuruşluk menfaate satıldı. Bizde bildiklerimizle yalnız kaldık. Ateşi söndürmeye su taşıyan karınca misali safımız belli olsun diye karınca misali yalnız ama yenilmemiş taş atan hainlerin içinde gül atan korkakların haline üzülerek acımızı bal ederek yaşamaya çalışıyoruz. 

Bugün yine şehit haberi geldi yine sıvasız evlere çadır, lastik ayakkabılı ana babalara şehit ailesi olarak utanmada onlara, yanınızdayız gibi bir günlük gösteri yapılacak. Yarın isimlerini bile hiç kimse hatırlamayacak ve ben yine yalnız ağlayacağım o sefil o yoksul hayatlara ve onların şehitlerine. Diyorum ki bu hayatları nasıl kıyaslayacağız elbette kıyas kabul etmez hayatlar diyeceğiz.

Rahmeti Rauf beyde gördüm, bir milletin Cumhurbaşkanı milletinden korunmak için koruması olmadan milletinin içinde yalnız yürüyebilen bir liderdi çünkü o millet kendi milletiydi. O milletini korumuş milletinden kendini korumaya hiç ama hiç ihtiyaç duymamıştı.