Mecliste görüşülen onlarca madde oy birliğiyle kabul edilse de hayır oyu verilen veya çekimser kalınan maddeler de vardı muhalefet tarafından. Hepsinin şerh gerekçeleri de tek tek açıklandı.
Ama bunlar yapılırken en küçük bir sertlik veya saygısızlık yaşanmadı. Zaman zaman başkan Özçelik geçmişe yönelik bazı açıklamalar yapmak zorunda kalınca MHP sıralarında bazı rahatsızlıklar yaşandığı gozlense de bu durum hiç bir zaman gerginliğe evrilmedi.
Geçmişe yönelik açıklamalar yapmak zorunda kalsa da ifadesini bilerek kullandım. Çünkü bazen Başkan Özçelik'e öyle sorular geliyor ki, sorunun aslında geçmişe dayandığını vurgulamak zorunda kalıyor.
Geçmişi deşifre etmek gibi bir amacı olmadığı zaten görülüyor. Şahsen ben bu konuda başkanı fazla kibar buluyorum. Bence geçmişi daha fazla irdelemeli. Neyse! Bu ayri bir başlık altında yazılabilir.
Meclise dönersek, bana göre en dikkat çekici konulardan biri, iki tarafin da yani iktidar ve muhalafetin kendi gücünü bilmesine rağmen ciddiyetle konulari ele alması saygıya değer. Mesela muhalefet, her şeye hayır dese de CHP oylarının her kararı gecirmeye yeteceğini bildigi halde, her maddeye aynı önemi vererek yaklaşması ve gerekçelerini de net olarak ortaya koyması takdire şayandır.
Başta başkan olmak üzere CHP kanadının da, ihtiyacı olmadığı halde muhaletin de onayını almak için çabalaması da ayrıca takdire şayandır.
Başkan Özçelik ve meclis bence gayet şeffaf ve demokratik bir görüntü çiziyor. Başkan bazen hakim olamadığı konulara da samimiyetle yaklaşıp acemiliğini samimiyetle dile getirebiliyor ve bir ego savaşına girmiyor. Özellikle dünkü meclis toplantısından çok keyif aldım.
Yani mecliste ego değil, Alanya'nın sorunlarının çözümü noktasında bir ortak kaygı ve ortak akıl iklimi oluşmuş görünüyor.
AĞAYA HER SEY BELEŞ OLMASIN AMA BAZI KÜÇÜK JESTLER DE SORUN OLMAMALI
Bu yazacaklarımdan başkan yardımcıları ile konuştuğum gibi bir şey anlaşılırsa çok üzülürüm. Alanya Belediyesi'nin üç tane başkan danışmanı, 4 tane de başkan yardımcısı var. Ve bunların hiç biri maaş almıyor.
Hiç maaş almadiklari halde tam mesai yapıyorlar. Hatta neredeyse çift mesai yapıyorlar. Üstelik hiç birinin makam aracı da yok. Evlerine kendi arabalarıyla dönüyorlar. Gerçekten taktire şayan bir durum bu. Dünkü mecliste belediye adına yurtdışına gidecek başkan yardımcıları ve meclis üyeleri oylandı.
Oylamadaki önemli şart ise kendi masraflarını kendilerinin karşılayacak olması idi. Bu kadarını da doğrusu fazla buluyorum. Bunlar küçük motivasyon jestleridir ve belediye bu kadarcik jesti yapmalıdır diye düşünüyorum.Tamam. Bal tutan parmağını yalamasın ama bal kavanozu da hep dışından yalanmaz ki.