Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Erkan Yağcı, küresel turizmde değişen paradigmadan Türkiye turizmindeki dönüşüme, enflasyon ve sabit kurun turizme etkilerinden sektöre ek bir yük bindirmesinden endişe edilen enflasyon muhasebesine ve jeopolitik risklere kadar çok sayıda güncel konuyu Turizm Güncel Haber Müdürü Savaş Daş’a değerlendirdi. Son 6 yıldır krizlerle boğuşan turizm sektörüne kesinlikle ek bir vergi veya finansal yük getirilmemesi gerektiğini belirten Erkan Yağcı, turizm sektöründeki dönüşümde Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un rolüne dikkat çekti.
“Türkiye turizmi küresel ölçekte yeniden konumlanıyor”
Türkiye turizminin bir dönüşüm içinde olduğunu belirten TÜROFED Başkanı Erkan Yağcı, sektörün bazen bu dönüşümden bazen de ortaya çıkan krizlerden kaynaklanan sancılar yaşadığını söyledi. Turizm sektörünün küresel ölçekte yeniden konumlanma sürecine girdiğini kaydeden Yağcı, “TGA’nın kurulmasından tüm konaklama tesislerinin bakanlık belgeli olmasına kadar pek çok adım da aslında sektördeki yapısal dönüşüme işaret ediyor ve biz de bu dönüşümün sancılarını yaşıyoruz. Biz şimdiye kadar ucuz destinasyon olmakla, ülkenin kaynaklarını ucuza pazarlamakla eleştiriliyorduk. Türkiye’yi hak ettiği fiyat seviyesine çıkarmak için özel sektör ile kamunun vizyonunun örtüştüğü bir süreci ve buna bağlı de paradigma değişikliğini yaşıyoruz.” diye konuştu.
“Amaç pahalı veya ucuz değil, hak ettiği fiyata satılan destinasyon olmak”
Türkiye’nin yeni konumlanışında sadece turist sayılarını değil aynı zamanda turizm gelirlerini artırmak olduğunu ifade eden TÜROFED Başkanı “Buradaki amaç pahalı veya ucuz bir destinasyon olmak değil. Amaç Türkiye’nin turizm ürünlerini hak ettiği fiyata satabilmeyi sağlamak. Hep söylediğim gibi 3 yıldızlı oteli 3, 4 yıldızlı oteli 4 ve 5 yıldızlı oteli de 5 yıldızlı otel fiyatına satmamız gerekiyor. Ne 3 yıldızlı 5, ne 5 yıldızlı 3 yıldız fiyatına satalım. Bu şeklinde kullanılan ülke kaynaklarının karşılığını alacağımız yeni bir konumlandırma yapıyoruz.” şeklinde konuştu.
“2024 Türkiye’nin rakip ülkelerle kendini test ettiği bir yıl”
Daha önce 2023’te artan fiyatların 2024’te test edileceğine ve özellikle temmuz ve ağustos aylarında zorlanmalar olacağına dair açıklamada bulunduğunu hatırlatan Erkan Yağcı, 2024’ün tüm destinasyonların açıldığı, rekabetin yüzde 100 olduğu ve Türkiye’nin rakip ülkelerle kendini test edeceği bir yıl olduğunu belirtti. Türkiye’nin fiyatlarının artık İspanya seviyesine yaklaştığını yineleyen Yağcı “Turizmde ilk 6 ayda yüzde 14’lük bir büyüme var. Biz zaten ilk 6 ayın iyi geçeceğini ancak temmuz ve ağustos aylarında zorlanacağımızı öngörmüştük. Pandemide biz şunu öğrendik; Katma değeri düşük olan yüzde 100’lük bir doluluktansa doğru fiyatlarla mantıklı doluluklara ulaşmak ticaretten daha mantıklı.” diye konuştu.
“Temmuzda gerekli dolulukları yakalayamadık”
Türkiye’de çok ciddi bir enflasyon ve buna bağlı olarak ortaya çıkan bir maliyet artışı sorunu olduğunu kaydeden Yağcı üstüne gelen sabit politikasının turizm sektörüne ciddi mali zorluklar yaşattığını anlattı. Yağcı “Bütün bunlar nedeniyle, başta Antalya olmak üzere, turizm bölgeleri temmuzda gerekli dolulukları yakalayamadı. Buna bir de Avrupa’daki futbol şampiyonası eklendi. Nitekim 14 Temmuz sonrası rezervasyonlar ve doluluklar hızla artmaya başladı. Ancak Türkiye’de 2 milyon yatak var ve Antalya’daki doluluğun diğer bölgelere de aynı şekilde yansımadığını biliyoruz. Ancak ağustos dolulukları temmuza göre çok daha iyi. İç pazarda ise satın alma gücüne bağlı olarak, bölge tercihinin değiştiğini görüyoruz.” dedi.
“Eylül ve ekim ayları daha rahat geçecek”
Temmuz ve ağustos aylarında zorlanan turizm sektörünün eylül ve ekim aylarını daha rahat geçireceğini kaydeden Yağcı “Eylül ve kim aylarının geçen seneye kıyasla daha iyi geçeceğinin sinyallerini şu anda almaya başladık.” diye konuştu.
“Turizm sektörüne yeni bir finansal veya mali yük getirilmemeli”
Turizm sektörünün son 6 yıldır büyük krizlerle sınandığının altını çizen TÜROFED Başkanı Erkan Yağcı enflasyon ve maliyet artışlarıyla boğuşan sektöre yeni bir verginin veya ek bir mali yükün getirilmemesi gerektiğini söyledi. Yağcı “Şu anda mesela enflasyon muhasebesi konuşuluyor. Ben bunu enflasyon muhasebesinden bağımsız, sezonun başında belirtmiştim.” ifadelerini kullandı.
“Sektör, enflasyon ve maliyet artışını dengeleyecek kur avantajından yoksun”
Turizm sektörünün şu anda önündeki en büyük sorunun enflasyona bağlı maliyet artışı ve bunu dengeleyecek bir kur avantajının olmaması olduğunu anlatan Yağcı, Türkiye turizminin sıcak gündemine ilişkin şu noktaların altını çizdi:
“Yunanistan’daki karides fiyatı üzerinden ‘Türkiye’de oteller pahalı’ algısı oluşturuldu”
Bu sene sektöre dönük yoğun eleştiriler duyduk. Çarşıda dolaşırken karides fiyatını Yunanistan ile kıyaslayıp ‘oteller pahalı’ algısı oluşturuldu. Türkiye’nin aydınlık geleceğinin sektörü turizm, aydınlık yüzleri de turizmcilerdir. Türkiye’nin cari açığının çok büyük bir kısmını karşılayan, doğrudan ve dolaylı istihdam sayısı 2 milyona ulaşan bir sektörüz. Dolayısıyla turizm sektörünün stratejik önemini herkese hatırlamak gerekiyor.
Tek pazara bağlı kalmanın yarattığı sıkıntılar oluyor. Bunu bazen Ege Bölgesi’nde yaşıyoruz. TGA ile yapmaya çalıştığımız şey de destinasyonları tek pazara bağımlı olmaktan çıkarıp pazar çeşitliliği sağlamak. Pazar ve ürün çeşitliliği sağlayan turizm bölgeleri, bir pazarda çıkan krizi çok daha rahat yönetme ve krize karşı bağışıklı hale geliyor.
“Yeni paradigma: 40 euroya oda satma dönemi kapandı”
Türkiye’de artık 40 euroya oda satma dönemi kapandı demiştim. Bunu dememin altında, Türkiye ve dünyadaki yeni paradigma yatıyor; Bu maliyet baskısı ve enflasyonist ortamda ucuza satmanız artık karlı ve mantıklı değil. Biz Türkiye’nin ucuz veya pahalı değil, hak ettiği fiyata satan bir destinasyon olmasını istiyoruz.
“Sektör jeopolitik gerilimlerden tedirgin”
Geçmiş yıllara nazaran daha az krizlerin olduğu bir yıl beklerken bu sefer de jeopolitik gerilimler ortaya çıktı. En büyük pazarımız Rusya ile bir dönem beşinci büyük pazarımız olan Ukrayna’nın savaşı devam ediyor. Diğer taraftan İsrail-İran gerilimi ve Gazze’deki durumun tüm orta doğuya getirdiği jeopolitik riskler... Bu nedenle bizim bulunduğumuz coğrafyada turizm yapmak ve bir şeyleri başarmak diğer ülkelerde yapmaktan ve başarılı olmaktan daha anlamlı. Çünkü biz burada kendi sektörel sorunlarımızla değil, pandemi ve jeopolitik sorunlar gibi, bizim dışımızda gelişen sorunlarla boğuşuyoruz.
“Cumhuriyet tarihinin en yüksek turist sayısına ve turizm gelirine ulaşıyoruz”
Turist sayısında ve gelirde belki İspanya’nın gerisindeyiz ama Cumhuriyet tarihimizdeki en yüksek turist sayılarına ve turizm gelirlerine ulaşıyoruz. Bu sadece bir kesimin değil, sektörün, sektördeki her bir turizmcinin, kamunun, bakanlığın ve bakanın başarısı. Bizler bu başarıyı daha ileriye taşıma potansiyeline ve kapasitesine sahibiz.
Sektörde farklı düşünceler ve yaklaşımlar olabilir. Ancak her düşünceyi nezaket sınırları içinde dile getirmek, hakkaniyetli olmak ve doğru zamanda doğru tespitleri yapmak son derece önemli. Ben, ortak akılla sektörde çözülemeyecek hiçbir bir sorun olmadığını düşünüyorum.
“Eskiden kalifiye personel sıkıntısı vardı, şimdi direkt personel sıkıntısı var”
Biz bu büyük sıkıntıların sektörün başka sorunlarını unutuyoruz. Mesela personel sorunu. Eskiden ‘kalifiye personel sıkıntısı var’ derdik, şimdi direkt olarak ‘personel sıkıntısı var’ diyoruz. 100 milyon turisti hedefleyen Türkiye turizmi ortak akılla personel sorununu çözmesi gerekiyor. Çünkü personel sıkıntısının ortaya çıkmasında birden fazla değişken var.
“Dünya yapay zekayı ve dijital dönüşümü, bir karides fiyatını konuşuyoruz”
Dünya turizm sektörü dijital dönüşümü ve yapay zekayı konuşurken, biz hala Yunanistan’daki karides fiyatı ile Türkiye’deki karides fiyatını karşılaştırıp ‘Türkiye ne kadar pahalı’ demekle uğraşıyoruz. Bizim ülkeyi ve turizm sektörünü bu yeni döneme nasıl hazırlayabilirizi tartışmamız gerekiyor.
Dünya sürdürülebilirliği konuşurken Türkiye bu konuda gerçekten ön almış durumda. Biz sürdürülebilir turizm sertifikasını bir yıl önce devreye aldık. Bu noktada hem dünyada farkındalık yaratmış hem de kendimizi hazır hale getirmiş durumdayız.
“Dünya turizminde umut verici trendler var”
Biz kısır tartışmaların içine girerken esasında dünyada turizm trendleri konusunda umut verici gelişmeler oluyor. Çok ciddi bir kurumun yapmış olduğu ‘Dünya Turizmi Nereye Gidiyor?’ başlıklı son araştırmaya göre seyahat artık bir tercih değil de gereklilik olarak görülüyor. Bu demektir ki iç turizm her ülkede artacak. Dahası artık 12 aya yayılan bir turizm gelişiyor. Yeni pazarlar gelişiyor ve bu pazarlardan dünyaya çok ciddi turist akışı oluyor. Doğu Avrupa, Amerika kıtası, Hindistan ve güney doğu Asya pazarları. Gençler seyahati artık gerçek bir zorunluluk olarak görüyor. Baby Boomer denilen 1960 öncesi doğanların artık ciddi şekilde lüks turizme de yöneldiği görülüyor. Türkiye’nin bu yeni turizm dönemine ve misafir profiline hazırlıklı olması lazım.”
“Fiyat artışı tamamen enflasyona ve kur politikasına gitti”
Yağcı “Türkiye turizmindeki fiyat artışının turizmcilerin inisiyatifi ile mi, yoksa enflasyon ve maliyet artışı ile dövizin baskılanmasından mı kaynaklandığı” şeklindeki soruya ise şu yanıtı verdi:
Biz verdiğimiz hizmetin karşılığını almak için fiyatları yükseltmeye başladık, bu amaçla yola çıktık. Amacımız Türkiye’nin artık hak ettiği fiyata satılmasıydı. Ancak biz yola çıktıktan sonra karşımıza enflasyon sorunu çıktı. Dolayısıyla yaptığımız fiyat artışlarının neredeyse tamamı enflasyona ve mevcut kur politikasına gitti. Dolasıyla bu kur politikası olmasaydı ve enflasyon makul seviyelerde olsaydı otelcilerin karlılığı daha yüksek olacaktı. O nedenle bu sene otellerdeki doluluklar geçen senenin üzerinde bile karlılık düşük olacak. Bu nedenle de sektöre yeni bir vergi yükü istemiyoruz.
“Turizmde ‘büyük veri’yi kullanacağız”
Türkiye’deki otel yatağı sayısının 2 milyona ulaştığını ve regülasyon ihtiyacının kaçınılmaz hale geldiğini belirttiğimiz Yağcı’ya, bir yasal alt yapı çalışması yapılıp yapılmadığını, en azından bu konuda Bakana bir talepte bulunup bulunmadıklarını da sorduk. Yağcı soruya şu yanıtı verdi:
Bu konuları sürekli Bakan beyle görüşüyoruz. Ancak ben ‘Türkiye turizmi bir dönüşüm süreci içinde’ derken aslında bunu da kast ediyorum. Türkiye’nin turizmde ulaştığı mevcut kapasite artık 2019 öncesi sistemle yönetilemez. Turizmde yeni döneme uygun bir vizyon, TGA gibi kurumlar ve Türkiye’deki istatistikleri toplayan bir veri tabanı lazım. Big data (Büyük veri) dediğimiz şey aslında bu. Yaptırım gücü olan kurum Kültür ve Turizm Bakanlığı. Bakanlığın otellerin anlık doluluklarını, çalışan sayılarını, yatak kapasitesini, fiyatlarını topladığı bir ‘büyük veri’ oluşturması gerekiyor. Sonrasında TGA bu verileri alacak ve ona göre turizm stratejisi oluşturacak. Türkiye turizmi bi dönüşüm süreci içinde ve bu dönüşüm daha birkaç yıl sürecek.
“Türkiye turizm sektörü şu anda altın çağını yaşıyor”
Türkiye turizm sektörü şu anda altın çağını yaşıyor. Çünkü Bakanlığın bakış açısı ile sektörün bakış açısı aynı. Biz bu verileri toplayıp yapay zeka ile işlediğimizde şunları öğrenmiş olacağız; Türkiye’nin gerçekçi fiyat ortalaması, aylara göre yakalayabileceği ideal doluluklar, potansiyeli, en iyi turist sayısı ve en iyi satış fiyatı... Biz 100 milyon turist, 100 milyar dolar turizm gelirini artık yapay zekanın büyük veri üzerinden bize sağladığı verilerle konuşacağız.”
“Bu kur politikası sürdürülebilir değil”
Baskılanan kurlar nedeniyle karlılığı düşen turizm sektörü, kurların önümüzdeki yıl da baskılanması durumunda neyle karşı karşıya kalır, diğer bir değişle, ikinci bir sabit kur senesini sektör atlatabilir mi? Yağcı’nın soruya yanıtı şöyle:
“Ben Türkiye’nin en yakın zamanda serbest kur politikasına geçmesini umut ediyorum. Bu kurun etkilerini ve sürdürülebilir olmadığını herkes görüyor. Türkiye’nin enflasyonla mücadele politikasını elbette destekliyoruz ancak mevcut kur politikasının ortaya çıkardığı sorunları ekonomi yönetiminin de gördüğünü biliyoruz.”
Ersoy’a özel teşekkür
Türkiye turizmindeki dönüşüme Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un öncülük ettiğini kaydeden Yağcı, bu konuda Ersoy’un hakkını teslim etmek gerektiğini vurguladı.
Kaynak;turizm güncel