Ancak bu düşük tahmin, sera gazı emisyonlarının hızla azaltılmasıyla mümkün olabilecek bir durum olarak değerlendiriliyor.

Eğer emisyonlar hızla azaltılmazsa, mevcut eğilimler devam ederse, tehlikeli hava değişikliklerinin dünya nüfusunun yüzde 70'ini etkileyeceği öngörülüyor. Şu anda, aşırı hava olaylarının etkilerini şimdiden yaşıyoruz. Avrupa’nın iklim servisi Copernicus’un verilerine göre bu yaz Kuzey Yarımküre'de kaydedilen en sıcak yaz oldu. Aynı şekilde, Güney Yarımküre tarihindeki en sıcak kışlardan birini yaşadı.

Küresel sıcaklık artışı, ölümcül yangınlar, seller, fırtınalar ve kuraklıklar gibi olayları tetikleyerek tarım ürünlerini yok ediyor ve yaygın kıtlıklara yol açıyor. Ayrıca, hastalıkların yayılması için elverişli koşullar oluşturuyor. Woodwell İklim Araştırma Merkezi'nden iklim bilimci Jennifer Francis, “Bir savaş bölgesinde yaşıyormuşçasına sürekli bombaların patlamasına ve silah seslerine duyarsızlaşıyoruz” diyerek, iklim verilerinin alarm zilleri çaldığını belirtti.

Araştırmalar, aşırı hava olaylarının birbirini takip etme veya aynı anda gerçekleşme ihtimalinin arttığını gösteriyor. 2022’de Pakistan’daki şiddetli sıcak hava dalgası, hemen ardından yaşanan benzeri görülmemiş sel felaketiyle milyonlarca insanı etkiledi. CICERO araştırmacıları, özellikle tropikal ve subtropikal bölgelerde yaşayan insanların aşırı hava olaylarından en çok etkileneceğini belirtiyor.

Araştırma, iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele etmek için emisyonların hızla azaltılması gerektiğini vurgularken, önümüzdeki 20 yılda ciddi değişikliklere hazırlanmanın zorunlu olduğunu gösteriyor. Çalışma, Nature Geoscience dergisinde yayımlandı.

Editör: Fazıl Tunç